Betül Topaklı / Milliyet.com.tr – 1959 yılında Eskişehir’de dünyaya gelen Tuğrul Erşan, ailesinin üç çocuğundan en küçüğüydü. Annesi ev hanımı, babası çiftçiydi. Mutlu ve huzurlu bir çocukluk dönemi geçirdi. Eğitim hayatının ardından, Türkiye genelinde bilinen bir turizm şirketinin Eskişehir bölge müdürlüğüne atandı. İş yaşamındaki başarılarıyla birlikte evliliğini de gerçekleştiren Tuğrul, bir kız ve bir erkek çocuk babası oldu. Ailesi, iş durumu ve sağlığı ile her şey yolunda giderken, 2023 yılının ocak ayında yaşadığı gaz sancısı, yaşamını köklü bir şekilde değiştirecek olayların başlangıcı oldu.
KANSERİN HIZLI YAYILIMI
Tuğrul, gaz şikâyeti dışında herhangi bir rahatsızlık hissetmediği için başlangıçta kanser olduğuna ihtimal vermedi. Ancak yapılan MR ve PET taramalarında, kanser hücrelerinin vücudunun diğer bölgelerine yayıldığı tespit edildi. Bu durumu öğrenmektense, sürecin dışında kalmayı tercih eden Tuğrul, sağlık raporlarına kızı aracılığıyla ulaşmayı sağladı.
AMELİYAT GEREKİYORDU
Gerçeklerle yüzleşmek istemeyen Tuğrul, acilen ameliyata alınması gerektiğini öğrendi. Karaciğerdeki ana damarların tehlikeye girmesi nedeniyle, erken müdahale önemliydi. Kızının yapmış olduğu doktor araştırmasının sonucunda Prof. Dr. Cüneyt Kayaalp ile görüşüldü ve 6 Nisan’da 11 saat süren bir ameliyata alındı. Ameliyattan önce kitlenin 5 santimetreden 11 santime çıktığı görüldü ve böbrek üstü bezlerine bile sıçradığı belirlendi.
Ameliyat başarılı geçse de, iyileşme sürecinin tamamlanması iki ay sürdü. Bu süre zarfında Eskişehir’e dönmeyen Tuğrul, tedavi sürecine tıbbi onkologları dahil etti. Koruma kemoterapisi altında iyileşmeye çalıştı, ancak iki aylık tedavi sürecinde MR ve PET taraması sonuçları kötüleşti. Kanser karaciğerde tekrar nüksetti, lenf bezlerine ve L2 ile L3 kemiklerine yayıldı, akciğerde de yeni oluşumlar başladı.
HASTALIĞIN HIZLA İLERLEMESİ
Bu kötü sonuç Tuğrul ve ailesi için büyük bir üzüntü kaynağı oldu. Eskişehir’deki doktoru, 6 aylık yaşam süresi verdi. Ancak Tuğrul’un kızı, İstanbul’daki onkologlarla iletişime geçti. Çeşitli doktorlar kemoterapinin dozunu artırarak ilerlenmesini önerdi. Ancak Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Mutlu Demiray farklı bir tedavi yöntemi sunarak aileyle iş birliği yaptı. 2023 Eylül’ünde tedavi sürecine başlandığında, her ay İstanbul’a giderek 3 saat hastanede kalıp damar yoluyla uygulama geçiriyordu. Bu tedavi sürecinde yaşam kalitesinin olumsuz etkilenmediği belirtildi.
GELEN MUCİZE
Aralık ayında yapılan MR ve PET tarama sonuçları akıllara durgunluk verdi. Vücuttaki tüm kanserli hücrelerin yok olduğu görüldü. Tuğrul ve ailesi için bu sonuç, bir mucize olarak değerlendirildi. Ancak Prof. Dr. Mutlu Demiray, bilimsel bir başarı olarak nitelendirdi. Agresif kanser hücrelerine sahip olan Tuğrul’a uygulanan tedavi yönteminin, tümörlerin bu kadar kısa bir süre içinde yok olmasını sağladığı ifade edildi.
