Eyüpspor’un teknik direktörü Arda Turan, The National gazetesinden Andy Mitten’a önemli açıklamalarda bulundu. Genç teknik adam, Galatasaray ve Fenerbahçe arasındaki rekabeti değerlendirdi ve dikkat çeken sözler sarf etti.
“ARALARINDaki REKABET ŞU AN İYİ DEĞİL”
Arda Turan’ın ifadeleri şu şekilde;
- Bize çocukluğunuzu anlatın
“Ailem her zaman desteklediğim kulübe bağlıydı. Babam Türk Hava Yolları’nda çalışıyordu, annem ise ev hanımıydı. İkisi de Galatasaray’a büyük bir tutku besliyordu. Galatasaray benim için her şeyin ötesinde. Belki de River Plate ya da Boca Juniors taraftarları bunu anlayabilir. 11 yaşındayken ünlü bir top toplayıcı oldum. John Arne Riise’ye top verdim, o da Emile Heskey’e iletti ve gol oldu. O an hayal kırıklığı yaşadım. Hagi’nin Galatasaray’daki son maçında ben de yanındaydım; gol atmıştı ve onu alkışlayan bir çocuk ben oldum!”
Genç yaşta Galatasaray’a katıldım. Mahallede oynuyordum, sakatlandım ve kenarda oturdum. Dokuz yaşındaydım ve bir çocuk bana “Futbol oynamak ister misin?” diye sordu. Galatasaray’a katılmanın hayalim olduğunu söyledim. Bana akademinin deneme kartını verdi. Gittim ve seçildim. Haziran 1999’da başlattım ama ardından bir deprem yaşandı. Zor bir dönemdi, birçok insan hayatını kaybetti. Geceleri insanların sağlığı için dua ediyordum ama bir yandan da antrenmanda başarılı olmak için dua ediyordum. Tek isteğim iyi bir antrenman geçirebilmekti. Eylülde ilk antrenmanımıza çıktım.”
Oldukça iyi bir öğrenciydim ancak Galatasaray’ın maç kaybetmesi benim için yıkıcıydı. Arkadaşlarım arasında Fenerbahçe taraftarları da vardı. Diğer takımlara ve taraftarlar arası saygının şart olduğuna inanıyorum. Ancak Fenerbahçe ve Galatasaray arasındaki rekabet şu an iyi bir halde değil. Saha dışındaki meseleler üzerinde duruyoruz, bu da durumun sağlıklı olmadığını gösteriyor.
“O SAHADA MESSİ GİBİYDİM”
- Galatasaray’ın A takımına girdiğinizde neler hissettiniz?
“REKOR ÜCRETLE TRANSFER OLDUM”
“SIMEONE İLE ÖNCE SAYGI, SONRA SEVGİ”
- İstanbul’dan Madrid’e geçiş zor mu oldu?
İlk altı ay yeni bir dil ve kültürdeydim. İlk teknik direktörüm Gregorio Manzano çok yardımcı oldu. Ardından Diego Simeone ile tanıştık ve zihnimizdeki her şeyi değiştirdi. Her gün savaşıp çalışmamız gerektiğini vurguladı. Onun bize vermek istediği mesaj; takım ve aile bilinci içerisindeydik; bu anlayış önemliydi. Çalışarak onun saygısını kazandığımı düşündüm ve ilişkimizi zamanla geliştirdik.
“LEICESTER’A SAYGI DUYUYORUM AMA…”
Leicester City’nin Premier Lig’deki başarısına saygı duyuyorum, ancak Atletico’nun uluslararası başarıları daha değerliydi. Madrid ve Barcelona’nın kadrosunda büyük yıldızlar vardı. Her hafta rekabetin ne denli zorlu olduğunu biliyorduk. Her türlü mücadelede kendimizi geliştirmeye çaba sarf ettik.
“BARÇA’YA GİTMEM GEREKİYORDU”
Atletico’daki başarılardan sonra 2015’te Barcelona’ya transfer oldum ve yine tarihi bir ücretle kaydolmuştum. Luis Enrique ile birlikte çalışmak benim için bir hayaldi. Ancak Barcelona’daki ilk altı ayda oynamak nasip olmadı. Messi gibi bir oyuncunun performansını izlemek paha biçilemezdi ama sahada yer almak istemek de zordaydı. Oynama fırsatını kaldırmak beni sıkıntıya soktu. O dönem gol atıp takım arkadaşlarıma yardımcı olmaya çalıştım.”
Benim görevim, topu en iyi pozisyona getirmekti. Barcelona’da oynamak çok zordu ama aynı zamanda zenginleştiğim bir deneyimdi. Rakamların yükü altında oynamak zor ama deneyimlerim anlatacak çok şey sundu.
“IDOLÜM LUIS ENRIQUE”
- Bir teknik direktör olarak hayat nasıl?
Bu tür bir kariyeri düşündüğümde böyle bir hayatın beni beklediğini hayal edemezdim. Futbol, sizi sürekli çalışmaya iten bir iş. Detaylar üzerinde sürekli düşünmek zorundasınız. Luis Enrique benim idolümdür. Ama futbol açısından Simeone’den edindiğim defansif anlayış ile Luis Enrique’nin ofansif yaklaşımını harmanlamaya çalışıyorum.
“BİR GÜN TÜRK FUTBOLUNU DEĞİŞTİRECEĞİM”
- Bir antrenör olarak nasıl birisiniz?
Çok dürüstüm, oyuncularımın ihtiyaçlarına karşı duyarlıyım. Türk futbolunun zihniyetini değiştirmeyi istiyorum ve buna yönelik adımlar atmaya hazırım. Bugün çalışarak, yarın Türk takımlarının uluslararası başarılar elde etmesini umut ediyorum. Kendi kariyerimde antrenörlük yapma hedefim var ve bu yolda attığım adımlar, dünya futboluyla dönüştürmeye yönelik çabalarımı artıracak. Takım ve ben burada bir futbol kültürü yaratmaya çalışıyoruz. Zamanla, futbolda sokaktaki oyun ruhunu yeniden kazanmamız gerekecek.
