1. Haberler
  2. SAĞLIK
  3. Aspirin Kanserle Mücadelede Yeni Umut Mu?

Aspirin Kanserle Mücadelede Yeni Umut Mu?

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Betül Yasemin Keskin / Milliyet.com.tr – Dünyada en yaygın kullanılan ağrı kesiciler arasında yer alan aspirin, kanserin yayılmasını durdurma potansiyeli konusunda bilim dünyasında merak uyandırıyor. Cambridge Üniversitesi’nden araştırmacılar, yaptıkları hayvan deneyleriyle aspirinin bağışıklık sistemini güçlendirerek kansere karşı etkili olabileceğini gözlemledi. Bu araştırma, aspirinin farklı kanser türlerinde de fayda sağlayabileceğini göstermesi bakımından dikkat çekici.

ASPİRİN KANSER HÜCRELERİYLE MÜCADELE EDİYOR

Aspirin ve kanser arasındaki ilişki, uzun yıllardır bilim insanlarının dikkatini çekiyor. Yaklaşık yarım yüzyıldır bu alanda pek çok deneysel çalışma yürütülmesine rağmen, son olarak Cambridge Üniversitesi araştırmacıları, aspirinin bağışıklık sistemini harekete geçirerek bazı kanser türlerinin metastazını nasıl azalttığını ortaya koydu.

Kanser hücrelerinin birincil tümörden ayrıldıktan sonra vücudun diğer bölgelerine yayılması, metastaz olarak tanımlanıyor. Kanser kaynaklı ölümlerin %90’ının bu durumdan kaynaklandığını belirten uzmanlar, metastaz yapan kanser hücrelerinin bağışıklık baskılayıcı mikro ortamdan uzaklaştıklarında daha savunmasız hale geldiğini keşfetti. İşte bu durum, bağışıklık sistemini güçlendiren anti-metastatik tedaviler için yeni bir fırsat sunuyor ve aspirin burada önemli bir rol üstleniyor.

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ NİTELİĞİ

Daha önceki araştırmalar, düşük doz aspirin kullanımının meme, prostat ve bağırsak kanserlerinde metastazı azaltabileceğini gösterse de, bu mekanizmanın işleyişi hala tam olarak anlaşılamamıştı. Cambridge Üniversitesi Kanser İmmünolojisi Uzmanı Prof. Dr. Rahul Roychoudhuri ve ekibi, bu sorunun yanıtını bulmak amacıyla derinlemesine bir çalışma yürüttü.

Bu engelin kaynağı, trombositler olarak bilinen kan pıhtılaşmasını sağlayan hücrelerde yatıyor. Trombositler, T hücrelerinin görevlerini etkisiz hale getirerek kanser hücrelerinin yok edilmesini zorlaştırıyordu. Aspirin ise trombositleri parçalayarak bu baskıyı ortadan kaldırmakta ve T hücrelerinin kanserli hücreleri daha etkin bir şekilde avlamasına yardımcı olmaktadır.

Daha fazla klinik deney gerçekleştirilmesi gerekmekte

Bu kıymetli buluş, aspirinin, erken teşhis edilen kanserlerde daha fazla fayda sağlayabileceğini ve ameliyat sonrasında vücutta kalmış kanser hücrelerinin bağışıklık sistemi tarafından tespit edilmesine yardımcı olabileceğini ortaya koyuyor. Ancak, bu verilerin şu anda yalnızca hayvan deneyleri üzerinden doğrulandığı belirtiliyor.

Bilim insanları, aspirinin gerçek anlamda kanserle savaşta bir aracın olup olmadığını kesinleştirmek için daha fazla klinik araştırmaya ihtiyaç duyulmakta olduğunu ifade ediyor. İlerleyen süreçte insan denemeleri, aspirinin kanser tedavisindeki rolünü net bir şekilde ortaya koyabilecektir.

‘İNSANLARIN YARISINDAN FAZLASI KANSER TEŞHİSİ ALACAK’

Cambridge Üniversitesi araştırmacılarının çalışmalarını değerlendiren Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Vedat Göral, insanların yaklaşık yarısının hayatlarının bir döneminde, genellikle ileriki yaşlarında kanser teşhisi alacağını belirtiyor. Kanserin tek bir alanda sınırlı kalınması, tedavisinin de daha kolay olabileceği anlamına geliyor; ancak kanser hücrelerinin vücudun diğer bölgelerine yayılması riski her zaman mevcut.

Fareler üzerinde yapılan araştırmalarda, aspirinin bağışıklık hücrelerinin yayılan kanser hücrelerini yok etmesine yardımcı olduğu ve bunun, kanser hücrelerinin vücudu başka bölgelerine yayılmaya çalıştığı kritik bir anda gerçekleştiği tespit edilmiştir. Prof. Dr. Göral, “Kanser hücreleri, orijinal tümörden ayrılıp vücudun farklı yerlerine yerleşmeye çalışırken, bağışıklık sistemimizin T hücreleri devreye giriyor. Ancak normalde kanamayı durduran trombositler, bu T hücrelerini baskılayarak, kanser hücrelerini yok etmelerini zorlaştırıyor. İşte aspirin burada devreye girerek trombositlerin etkisini ortadan kaldırıyor ve T hücrelerinin kanser hücrelerini avlamasına olanak tanıyor. Bu keşif, kanser tedavisinde yeni bir dönemin kapılarını aralayabilir” diye konuştu.

Prof. Dr. Göral, aspirinin etkili olduğu kanser türleri arasında en çok kolorektal kanserlerin bulunduğunu, ancak yeni araştırmaların bu etkinin sınırlarının daha geniş olduğunu ortaya koyduğunu ifade etti. Aspirinin tok karınla alınması gerektiğine de dikkat çekti.

YAN ETKİLERİ MİDEYİ ETKİLİYOR

Aspirin kullanımı ile ilgili potansiyel yan etkilerin de göz önünde bulundurulması gerektiğini belirten Prof. Dr. Göral, bu ilaçtan herkesin uygun şekilde fayda göremeyebileceğine dair uyarılarda bulundu. Aspirin genellikle mide veya bağırsak tahrişi, mide bulantısı ve hazımsızlık gibi rahatsızlıklara yol açabiliyor. Küçük bir kısımda ise kanama veya mide ülseri gibi ciddi yan etkilere de neden olabilir. Dolayısıyla, hangi kanser hastalarının aspirin kullanmaktan fayda görebileceğini anlamak ve kullanıma başlamadan önce daima bir doktora danışmak son derece önemlidir.

Cambridge Üniversitesi araştırmaları, “Kanser olmamak için aspirin mi kullanmalıyım yoksa aspirin kanseri tedavi edebilir mi?” gibi soruları akla getirmekte. Fakat Prof. Dr. Göral, bu konuda bir değerlendirme yapmak ya da tamamen aspirin bağımlısı olmak için erken olduğunu ifade etmektedir. Aspirinin kanser metastazı üzerindeki etkilerini net bir şekilde anlamak için daha fazla verilere ihtiyaç vardır.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Gece 24 ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!