Bel kaymasının her yaş grubunda görülebileceğinin altını çizen Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Paksoy, bel kayması adıyla bilinen omurga problemi hakkında önemli bilgiler sundu.
Bel kayması her yaşta görülmekte!
Op. Dr. Kemal Paksoy, halk arasında bel kayması olarak adlandırılan lomber spondilolistezisin, omurganın bel bölgesindeki bir kemiğin alttaki omura göre öne veya arkaya kayma durumu olduğunu belirtti. Paksoy, “Bu durum, omurganın dengesini bozarak bel ağrısı, bacaklarda uyuşma veya güçsüzlük gibi semptomlara neden olabilir. Omurganın düzlem olarak bütünlüğünün kaybı ile ortaya çıkan bu sorunun, genel nüfusta görülme oranı yaklaşık olarak yüzde 3 ila 5 seviyesindedir.” şeklinde ifade etti. Çocuklarda genetik yatkınlığın, ergenlik döneminde ise spor yaralanmalarının en önemli nedenler olduğunu belirten uzman, yaşlı bireylerde omurgada meydana gelen dejeneratif değişikliklerin bel kayması riskini artırdığını vurguladı.
Yürürken artan ağrılar bel kaymasının habercisi olabilir!
Bel kayması belirtileri üzerine bilgi veren Op. Dr. Kemal Paksoy, “Başlangıçta görülen aktiviteler sonrası artan bel ağrısı, hareket sırasında belde sertlik ve gerginlik hissi, bacaklarda hafif uyuşma veya karıncalanma gibi belirtiler mevcut olabilir.” dedi. İleri evrelerde ağrının yoğunlaştığına dikkat çeken Paksoy, bu aşamada bel ağrısının sürekli hale geldiğini, eğilme ve dönme gibi hareketlerde artış gösterdiğini, bacaklara siyatik tarzında yayıldığını ve yürümekte zorluklar yaşandığını belirtti. Ayrıca, uzun süre yürümekte zorluk çekilebileceğini ve mesane veya bağırsak kontrol sorunlarının yaşanabileceğini ifade etti.
Kesin tanı için radyolojik incelemeler yapılıyor!
Bel kaymasının net teşhisi için radyolojik tetkiklerin kullanıldığını aktaran Op. Dr. Kemal Paksoy, “İlk olarak röntgen çekimi yapılır. Lomber bölgenin ön-arka, yan ve eğimli pozisyonlarda çekilen görüntüleri kaymanın derecesini ortaya koyar. Dinamik röntgen, yani hastanın öne ve arkaya eğildiği çekimler kaymanın hareketli olup olmadığını anlamak açısından önemlidir. Sinirlerin sıkışıp sıkışmadığını değerlendirmek için Manyetik Rezonans (MR) görüntüleme, kemik yapıları hakkında daha fazla bilgi edinmek amacıyla ise Bilgisayarlı Tomografi (BT) tercih edilir. Özellikle bacaklara yayılan ağrı ve uyuşukluk durumunda sinir ileti testleri uygulanabilir.” ifadelerini kullandı.
Tedavi geciktiğinde ciddi sorunlar ortaya çıkabilir!
Op. Dr. Kemal Paksoy, “Eğer 3-6 aylık bir süreçte fizik tedavi ve ilaç tedavisine rağmen şiddetli bel ve bacak ağrısı devam ediyorsa, günlük hayatı etkileyen hareket kısıtlılığı varsa, yürüme mesafesi kısalmışsa ve bacaklardaki kaslarda belirgin güç kaybı yaşanıyorsa beyin cerrahisi uzmanları tarafından ameliyat kararı alınabilir.” diyerek, tedavinin gecikmesi durumunda ağrı ve uyuşukluklardan dolayı günlük yaşam kalitesinde ciddi bir azalma yaşanabileceğini, bu durumu yürüme mesafesinde belirgin kısıtlılık ve ilerleyen kuvvet kaybının takip edebileceğini vurguladı.
Bel kaymasını önlemek için dikkat edilmesi gerekenler!
Bel kaymasının önlenmesi amacıyla günlük hayatta dikkat edilmesi gereken noktaları sıralayan Op. Dr. Kemal Paksoy, “Bel ve karın kaslarını güçlendiren egzersizler mutlaka yapılmalı. Yüzme ve yürüyüş gibi düşük etkili sporlar omurga sağlığını destekler. Bunun yanı sıra aşırı kilolar, bel bölgesine ekstra yük bindirerek omurganın sağlığını olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle fazla kilolardan kurtulmak önemlidir. Masa başında çalışıyorsanız her 30-45 dakikada bir hareket etmek gerekir. Ayrıca, ağır yük kaldırmanız gerektiğinde bel desteği kullanmak ve doğru kaldırma tekniklerine dikkat etmek de oldukça önemlidir.” şeklinde sözlerini tamamladı.
